16 Kasım 2009 Pazartesi

Otobüs

16 Kasım 2009 Pazartesi
11 yıldır otobüs muavinlerinin “geeel gelll İstanbul istanbuull” nidalarının uçuştuğu, insanlarının “İstanbul’a iniyorum” cümlesini rahatlıkla sarfettiği Büyükçekmece semtinde ikamet etmekteyim. Diyeceğim o ki, henüz arabası olmayan bir insan olarak herkesten fazla kullanıyorum toplu taşıma araçlarını.
Keyifli yanları da var tabiî ki bu ‘kısa’ yolculukların (Büyükçekmece-Yenibosna arası min.45dk :)). Güzel yol arkadaşlıkları olabiliyor bazen. Müzik, kitap… çok keyifli hale gelebiliyor.

Ama insanların bazı saygısız, çirkin halleri nefret ettiriyor insan ırkından.

Şunlar gibi mesela;

1.Sakız çiğnemek. Özellikle erkeksen. Ya da kadınsan da…
Bir insanın en yapmaması gereken şey. Cak cak cak cak… Kulak tırmalayıcı. Hele o dil dışarı çıkıyorsa, işte o görüntü kirliliği... Aman allahım bir de balon yapıp patlatıyorsa oof oofff diyorum… İnsanlarla bu konuda tartışmaktan sıkıldığımdan, yeni çözümüm otobüsten inip yeni otobüs beklemek.
2.Sarımsak, soğan, pastırma vb. yiyeceklerin kokularını salgılamak. Mide bulandırıcı.
3.Yüksek sesle müzik dinlemek. Gürültü kirliliği.
4.Yüksek sesle konuşmak. Senin dedikodularını dinlemek zorunda değilim be kardeşim anla şunu.
5.Çevredekilere garip, sinir bozucu bakışlar atmak. Ne bakıyorsun?? Neye bakıyorsun???
6.Bozuk para ya da birbirine sürttüğünde ses çıkaracak herhangi iki şeyden biteviye, periyodik sesler çıkarmak.
7.Uyumaya lafım yok. Ben de yapıyorum bazen :) Ama insanın kendinden geçip kafasını yanındakinin omzuna düşürmeye başlaması çirkin ve komik bir görüntü.
8.Ter kokusu. Detay vermeye gerek yok tabi.
9.Yüksek sesle çalan cep telefonu. Kıs şunun sesiniiiiiiiiiiiiiiii!!!
10.İnsanların otobüse konserve misali tıklım tıkış doluştuğu zamanlarda, pencere açılmasına karşı, anti-oksijen insan moduna bürünmek.

0 yorum:

 
Toz Gibi © 2008. Design by Pocket